Kur'an-ı Kerim'e göre Hz. Âdem'in
yaratılışının diğer insanlarınki gibi olmadığı kesindir.
"Allah nezdinde (yaratılış
bakımından) İsa'nın durumu Âdem'e benzer. Allah, onu topraktan yarattı; sonra
ona 'ol!' dedi ve oluverdi." (Âl-i İmran: 3/59)
Bu ayet, bu iki peygamberin
yaratılışlarındaki olağan üstü duruma işaret eder. Allah, Hz. Adem'i topraktan
yarattı.[1] Yüce
Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim,
irâde ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması
için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir.
"Sizi (aslınız Adem'i)
topraktan yaratmış olması O'nun âyetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır
bir beşer oldunuz." (Rûm: 30/20)
Genellikle sahih kabul edilen bir
hadis-i şerife göre Allah, Âdem'i yeryüzünün her tarafından alınan toprak
örneklerinin birleşiminden yaratmıştır. Bu toprağın çeşitliliğinden dolayı da
Âdem'in nesli değişik karakterler taşır.
"Allah Teâla Adem'i yeryüzünün
her tarafından avuçladığı bir avuç topraktan yarattı. Bunun için Ademoğulları
kendilerinde bulunan toprak miktarına göre, kimi kırmızı, kimi beyaz, kimi
siyah, kimi bunların arasında bir renkte; (tabiat/huy bakımından da) kimi
yumuşak, kimi sert, bazıları kötü, bazıları da iyi olarak geldiler."[2]
Allah Teâlâ, Hz. Âdem'i
yaratırken maddesi olan toprağı çeşitli hal ve safhalardan geçirmiştir:
1- Türâb (toprak) safhası:
"Sizi (aslınız Adem'i)
topraktan yaratmış olması O'nun âyetlerindendir." (Rûm: 30/20)
2- Tîn safhası: Tîn,
toprağın su ile karışımıdır ki, buna çamur ve balçık denilir. Bu safha insan
ferdinin ilk teşekkül ettirilmeğe başlandığı merhaledir:
"O (Allah) her şeyi güzel
yaratan ve insanı başlangıçta çamurdan yaratandır." (Secde: 32/7)
İnsan hayatının ruh
üflenmesinden/candan sonra iki temel unsuru su ve topraktır.
"Allah her canlıyı sudan
yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürüyor, kimi iki ayağı üstünde
yürüyor, kimi de dört ayağı üzerinde yürüyor. Allah ne dilerse yaratır.
Çünkü Allah her şeye hakkıyla kaadirdir." (Nur: 24/45)
"O (Allah) sudan bir beşer
(insan) yaratıp da onu soy-sop yapandır. Rabbin her şeye kaadirdir."
(Furkan: 25/54)
Yeryüzünün 3/4'ü su ile kaplıdır.
İnsan vücudunun da % 75'i sudur. Demek ki dünyadaki bu düzen, aynen insana da
intikal ettirilmiştir.
"Andolsun biz insanı (Âdem'i)
çamurdan süzülmüş bir hülâsadan yaratattık." (Mü'minun: 23/12)
İşte ilk insan, yaratılışının
mertebelerinde, önce böyle bir çamurdan sıyrılıp çıkarılmış, sonra hülâsadan
(bir soydan) yaratılmıştır.[3]
3- Tîn-i lâzib: Cıvık ve
yapışkan çamur demektir. Toprağın su ile karıştırılıp çamur olmasından sonra,
üzerinden geçen merhalelerden birisi de "tîn-i lâzib" yani yapışkan ve cıvık
çamur safhasıdır. Hz. Allah, bu süzülmüş çamuru cıvık ve yapışkan bir hale
getirdi.
"Biz onları (asılları olan
Âdem'i) bir cıvık ve yapışkan çamurdan yarattık." (Saffat: 37/11)
4- Hame-i Mesnûn:
Sûretlenmiş, şekil verilmiş, değişmiş ve kokmuş bir haldeki balçık demektir.
"Andolsun biz insanı kuru bir
çamurdan, sûretlenmiş ve değişmiş bir çamurdan yarattık." (Hicr: 15/26-28)
Böylece Allah, Adem'i topraktan
yaratmaya başlıyor. Bunu da su ile karıştırarak tîn-i lâzib yapıyor. Sonra bunu
da değişikliğe uğratarak kokmuş ve şekillenmiş hame (balçık) haline getiriyor.
5- Salsâl: Kuru çamur
demektir. Cenab-ı Hak, kokmuş ve sûretlenmiş çamuru da kurutarak "fahhâr"
(kiremit, saksı, çömlek, porselen) gibi tamtakır kuru bir hale getir.
"O Allah insanı bardak gibi
(pişmiş gibi) kuru çamurdan yaratmıştır." (Rahman: 55/14) [4]
Hz. Âdem'in hangi günde
yaratıldığı Kur'an'da belirtilmemekte, ancak hadislerde onun Cuma günü
yaratıldığı, o günde cennete konulduğu, yine Cuma günü cennetten çıkarıldığı,
aynı günde tevbesinin kabul edildiği ve yine bir Cuma günü vefat ettiği haber
verilmektedir.[5]
Cenâb-ı Allah böylece Hz. Âdem'i en mükemmel bir şekilde
yarattı. Yaratılışı tamamlandıktan sonra Allahü Teâlâ ona, haydi şu meleklere
git, selâm ver ve onların selâmını nasıl karşıladıklarını dinle! Çünkü bu, hem
senin, hem de zürriyyetinin selâmlaşma örneğidir. Bunun üzerine Hz. Âdem
meleklere: "Es-selâmü aleyküm" dedi. Onlar da: "Es-selâmu aleyke ve rahmetullah"
diye karşılık verdiler, Âdem, insanların büyük atası olduğu için, Cennet'e giren
her kişi, Âdem'in bu güzel suretinde girecektir. Hz. Âdem'in torunları, onun
güzelliğinden birer parçasını kaybetmeye devam etti. Nihayet bu eksiliş şimdi
(Hz. Muhammed zamanında) sona erdi. (Buhârî, Sahih, IV, 102, Halk-ı Âdem, 2
Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IX, 76, Hadis no: 1367)
[1] Hûd: 11/61; Tâhâ: 20/55; Nuh: 71/18.
[2] Ebû Dâvud, Sünnet: 16; Tirmizî, Tefsir: 1, 3; Müsned-i
Ahmed: IV/400, 406.
[3] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur'an Dili, V,
3056-3059, 3431-3432.
[4] İlgili ayet için bk. Hâzin; Elmalılı Hamdi Yazır,
a.g.e., VIII, 4669; Muhittin Bağçeci, Şamil İslam Ansiklopedisi:
35-36.
[5] Ebû Dâvud, Salât: 207; Tirmizî, Cum'a: 1; İbn Mâce,
İkametü's-Salât: 79, Cenâiz: 65; Ahmet Kalkan, Kur’an-ı Kerim Kavram
Tefsiri.
0 yorum:
Yorum Gönder