26 Eylül 2013 Perşembe

Posted by Unknown On 01:22

. Videoyu İzle>>
Posted by Unknown On 01:08
Talı kızdan çok güzel kelime i şehadet :) dinlemenizi tavsiye ederim...

25 Eylül 2013 Çarşamba

Posted by Unknown On 04:11
Evli erkek ve kadın için recm (taşlayarak öldürme), bekâr erkek ve kadın için yüz sopa (celde) vurmaktır: "Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanan (insan) lar iseniz Allah'ın dini (ni uygulama hususu)nda sizi, onlara karşı acıma duygusu tut (up engelle) mesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan, uygulanan cezaya şahid olsun" (en-Nûr. 24/2).
Posted by Unknown On 04:08

Doğumda yardımcı olabilecek kadın doktor, ebe ya da herhangi bir yardımcı varsa, bunlar bulunmasa dahi, kocanın yardımıyla, hattâ kendi kendine doğum yapabileceklerinden eminse, bir erkeğe, doktor olsa dahi, doğum yaptıramaz
Posted by Unknown On 04:06
Âlim ve velîlerden. İsmi, Câfer bin Abdürrahîm el-Mehâî el-Kilâî, künyesi Ebû Abdullah'tır. Yemen'de Cünd şehri yakınlarında bir köyde doğdu. 1067 (H.460) senesi Cünd şehrinde vefât etti.

Câfer el-Kilâî, âlim bir zât olarak yetişti. Fıkıh ilminde üstün bir dereceye yükseldi. Âlim olduğu kadar âbid, çok ibâdet eden ve zâhid,
Posted by Unknown On 04:04
Çukurova bölgesi velîlerinden. On altı ve on yedinci asırda yaşamıştır. Hayâtı hakkında fazla bilgi bulunmayan Cabbâr Dede, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin yoluna yâni Kâdiriyye tarîkatına mensûbtur. Türbesi, Adana'nın Yakapınar (Misis) bucağına bağlı Kütüklü köyü yakınlarındadır.

Halk arasında mütevâzî bir hayat yaşayan Cabbâr Dede,
Posted by Unknown On 04:04
Anadolu evliyâsı ve âlimlerinden. Asıl adı Ali Rızâ olup, babası Mehmed Efendidir. Halk arasında "Kılıçlı Hoca" ve ilmine izâfeten "Büyük Hoca" olarak tanınır. Medresede öğrenciyken, arkadaşları arasında oynanan kılıç-kalkan oyununda, bir arkadaşını kazâen yaralaması üzerine "Kılıçlı" adıyla anıldı. 1848-1850 (H.1265-1267) yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. 1917 (H.1336) senesinde Kayseri'ye bağlı Şıhlı köyünde vefât etti. Kabri oradadır.
Posted by Unknown On 04:02
Büyük velîlerden. İsmi Kâsım Çelebi'dir. İstanbul'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Babası Edirne kâdısı Muhammed Cemâlî Efendiydi. 1519 (H.926) târihinde İstanbul'da Baba Nakkaş semtinde vefât etti.

Kâsım Çelebi önceleri uzleti, insanlardan uzak yaşamayı seçip, yalnız başına tenhâ yerlerde, dağlarda dolaştı. Bir zaman; saray ağası, bir dergâh ve yanında
Posted by Unknown On 04:01
Köstendil velîlerinden. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Aslen İştib kazasının bir köyündendir. Kabaşa diye meşhur olmuştur. Halîm, selîm, yumuşak huylu kerâmet sâhibi bir zâttı.

Gençliğinde gâyet cesur bir kimseydi. Bâzı kötü arkadaşlarla berâber olması sebebiyle bir müddet yol kesiciliğe heves edip gezip dolaşmış,
Posted by Unknown On 04:00
Sultan İkinci Bâyezîd zamânında Üsküp'de yaşamış büyük velîlerden. Abdullah-i İlâhî'nin talebelerindendir. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla mâlûmât verilmemektedir. Doğum ve vefât târihleri de bilinmemektedir. On altıncı asrın başlarında vefât ettiği sanılmaktadır. Üsküp dağlarında zâhidâne, herşeyden uzak, tek başına bir hayat yaşarken vefât etti. Üsküp, şu anda Yugoslavya sınırları içerisindedir.
Posted by Unknown On 03:59
Büyük velîlerden. İsmi Osman bin Merzûk, künyesi Ebû Amr'dır. Babası Merzûk bin Hamîd Mısrî el-Kureşî'dir. Mısır'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1168 (H.564) târihinde Mısır'da vefât etti. Kurâfe kabristanlığında İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin kabri yakınına defnedildi. Kabri ziyâret mahallidir. Mâlikî mezhebi müftîsiydi.

21 Eylül 2013 Cumartesi

Posted by Unknown On 02:55


Cenâb-ı Allah, Hz. Adem'i yaratırken, maddesi olan çamuru, çeşitli mertebelerde değişikliğe uğratarak, canın verilmesi ve ruhun nefhedilmesine müsait bir hale getirdi. Nihayet şekil ve sûretinin tesviyesini/düzenlemesini tamamlayınca ona can vermiş ve ruhundan üflemiştir.
"Rabbin o zaman meleklere demişti ki: 'Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Artık onu düzenleyerek (hilkatini) tamamlayıp ona da rûhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın.' Bunun üzerine İblis'ten başka bütün melekler
Posted by Unknown On 02:53


"Âdem" kelimesinin hangi dilden geldiği ve hangi kökten türemiş olduğu konusu müslüman dilciler arasında tartışmalıdır. Arap dilcilerinin çoğu, bu kelimenin Arapça asıllı olduğunu, "esmerlik" ve "ülfet" anlamına gelen "üdme" veya "tip, örnek" anlamına gelen "edeme" kökünden türediğini savunurlar. Başka bir görüşe göre, "bir şeyin dış yüzü" anlamına gelen "edîme" kelimesinden türetilmiştir. Âdem kelimesinin
Posted by Unknown On 02:50


Kur'an-ı Kerim'e göre Hz. Âdem'in yaratılışının diğer insanlarınki gibi olmadığı kesindir.

"Allah nezdinde (yaratılış bakımından) İsa'nın durumu Âdem'e benzer. Allah, onu topraktan yarattı; sonra ona 'ol!' dedi ve oluverdi." (Âl-i İmran: 3/59)
Bu ayet, bu iki peygamberin

20 Eylül 2013 Cuma

Posted by Unknown On 08:51
Ve hazan başlamıştır...

Eylüldür ya;
Yaprak her tutunduğu daldan
Önce kurur, sonra düşer
Posted by Unknown On 08:49


Hayat bir nefestir, aldığın kadar.

19 Eylül 2013 Perşembe

Posted by Unknown On 11:58

Posted by Unknown On 11:57
Posted by Unknown On 11:56

Kişinin dünya ve ahiretine faydası olmayan şeyleri terk etmesi, İslamının güzelliginden ileri gelir.
Tirmizi zühd 11, (2318, 2319)

18 Eylül 2013 Çarşamba

Posted by Unknown On 01:58
Allah'ı birlemek ve Allah'ın dışında İlah lık ya da Rabb'lik arzeden tüm otorite,kurum,din,gelenek, şahıs, fikir ve alışkanlıkları reddetmek ve terketmektir. Tüm güç ve değerlerin Allah'a hasredilmesi, her şeyin Allah'tan beklenmesi ve bütünüyle ilahi olana bir yöneliştir. Yine tevhid, tüm siyasi,içtimai ve ilmi görüşlerin de birleştirilerek ilahi bir eksende ifade edilmesidir.Allah'ın birliğine, hükümlerine hiçbir benzer, denk, eş ve ortak koşmaksızın katıksız olarak iman etmek. Allah'ı tek
Posted by Unknown On 01:55
"İSLAM" arapça bir kelimedir. Boyun egmek, teslim olmak ve itaat etmek anlamina gelir. Allah'a tam teslimiyet ve itaate dayandigi için de kendisine "İSLAM" denmistir.

Görülmektedir ki, içinde yasadigimiz kainat bir düzene tabi bulunmaktadir. Kainati olusturan tüm birimler arasinda bir kanun ve düzen vardir.
Posted by Unknown On 01:49
Hacamat (Arapça: حجامة, Hijamah, hajamat), deriden ufak ensizyonlardan vakum yolu ile kan alınmasıdır. Genellikle iki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden bardak veya boynuzla alınır.

17 Eylül 2013 Salı

Posted by Unknown On 06:29
Hergün yirmibeş kere “Allahümme bârik lî filmevt ve fî-mâ ba'd-el-mevt(30) okuyanlar, Duhâ yâni kuşluk namazı kılanlar, her ay üç gün oruç tutanlar, yolculukta da vitr namazını terk etmiyenler, ölüm hastalığında, kırk kere
Posted by Unknown On 06:28
Çarşıya giderken ve başka zamanlarda devâmlı okunacak duâ şu:
“Lâ ilâhe illallahü vahde hü lâ şerîke leh, le hül mülkü ve le hül hamdü, yuhyî ve yümît, ve hüve hayyün lâ yemût, bi yedi-hil-hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadîr.” (28)
Posted by Unknown On 06:27
Fitneden korunmak için, “Allahümme innî eûzü-bike min azâbil-kabri ve min azâbinnâr ve min fitnetil mahyâ velmemâti ve min fitnetil Mesîhiddeccâl.” ( 27) (48) duâsı okunmalıdır.
Resûlullahın, “Allahümme innî es'elü-ke fiilel hayrât ve terkelmünkerât ve hubbel-mesâkin ve izâ eredte fitneten fî kavmî fe-teveffenî gayre meftûn” (47) duâsını okuduğunu imam-ı Muhammed bildiriyor.
Posted by Unknown On 06:26
“Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül’azîm-ür-raûf-ül-kerîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü alâ külli nefsin bimâ kesebet, hul beynî ve beyne adüvvî! (22)
E’ûzü bi-kelimâtillâhittâmmati min şerri külli şeytânın ve hâmmatin ve min şerri külli aynin lâmmetin.(25)
Bu duâ her sabâh
Posted by Unknown On 06:24
Resûlullah her zaman, “Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik” (20) duâsını okurdu ki, Ey büyük Allahım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl, yâni dîninden döndürme, ayırma! demektir.
“Allahümme yâ muhavvilel havli vel-ahvâl havvil hâlenâ ilâ ahsenil hâl!” (50) (Ey, herkesin hâllerini değişdiren Allahım! Bize iyi hâller ihsân eyle!) duasını okumalıdır.
Posted by Unknown On 06:23
 DUA
Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Osman bin Huneyf bildiriyor: İyi olması için duâ istiyen bir âmâya, abdest alıp, iki rekât namaz kılmasını, sonra
Posted by Unknown On 06:17
Resûlullah şu duâyı çok okurdu: “Allahümme innî es'elüke-ssıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnel-hulkı verrıdâe bilkaderi birahmetike yâ Erhamerrâhimîn”. (13) Bunun mânası, (Ya Rabbî! Senden, sıhhat ve âfiyet ve emânete hıyânet etmemek
Posted by Unknown On 06:16
Her sabah bir kere “Allahümme mâ esbaha bî min nîmetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerîke leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükr” ( 12)demeli ve her akşam (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsâ) diyerek, hepsini aynen okumalıdır.
Posted by Unknown On 06:15
Her günahın affı için, kalb ile tevbe etmek ve dil ile istigfâr etmek ve beden ile kaza etmek lâzımdır. Yüz kere tesbîh etmek, yâni “Sübhânallah-il-azîm ve bi-hamdihi” demek ve sadaka vermek ve bir gün oruç tutmak, çok iyi olur.
Posted by Unknown On 06:13

Cinden kurtulmak için on şeyi yapmalıdır:











1- E'ûzü Besmele ile Fâtiha sûresi okumalıdır.
2- E'ûzü Besmele ile iki Kul-e'ûzüyü okumalıdır.