Muhammed (a.s.)ın Soyu ve Pak Soyluluğu
Muhammed b.
Abdullah, b. Abdulmuttalib, b. Hâşim, b. Abdi Menaf, b. Kusayy, b. Kilab, b.
Mürre, b. Ka'b, b. Lüey, b. Galib, b. Fihr, b. Mâlik, b. Nadr, b. Kinane, b.
Huzeyme, b. Müdrike, b. İlyas, b. Mudar, b. Nizar, b. Maadd, b. Adnan.
Bütün kaynaklar
Muhammed (a.s.)ın, Adnan'a kadar olan atalarının gerek isimlerinde, gerek
sıralarında, ittifak halinde bulundukları gibi, Adnan'ın da İsmail (a.s.) b. İbrahim (a.s.)ın öz be öz soyundan geldiğinde de
müttefiktirler.
Muhammed (a.s.)ın
ondokuzuncu kuşaktaki atası Maadd b. Adnan; İsa (a.s.)ın muasırı idi.
İsa (a.s.) ile Muhammed (a.s.) arasındaki
fetret devrinin 600 yıl oluşu da, bunu ayrıca
doğrular.
Maadd, babası
Adnan'ın vefatından sonra, Kâbe hizmetini üzerine almış, ve Mekke Hareminden hiç
ayrılmamıştır.
Adnan da; babası
Üded'in vefatından sonra Kâbe hizmetini üzerine almış, Kâbe'ye meşinden örtü
örttürmüş, Mekke Hareminin yıkılan sınır taşlarını da dikmişti.
Mekke halkının
Kureyş diye anılması, Muhammed (a.s.)ın onikinci kuşakta yer alan ve ilk kez
Kureyş lakabıyla anılan atası Nadr b. Kinane'den dolayıdır. Ve Kur'ân-ı Kerîm'de açıklandığına göre, kendileri, İbrahim (a.s.)ın soyundan
gelme torunlarıdır.
Muhammed (a.s.) da, onların arasından seçilerek, onlara peygamber
gönderilmiştir.
Muhammed (a.s.);
Kureyş kabilesi içinde, gerek baba ve gerek ana yönünden, en temiz ve en şerefli
bir aileye mensuptur. Bunu, bizzat hadis-i şeriflerinde şöyle
açıklamışlardır:
"Yüce Allah;
İbrahim oğullarından, İsmail'i
seçti.
İsmail
oğullarından, Kinane oğullarını seçti.
Kinane
oğullarından, Kureyş'i seçti.
Kureyş'ten, Hâşim
oğullarını seçti.
Hâşim oğullarından
da, beni seçti."
"Ben, Muhammed b.
Abdullah b. Abdulmuttalib'im!
Yüce Allah;
mahlukatı yarattı, ve beni, onların en hayırlı fırkasının içinde
bulundurdu!
Sonra, onları iki
fırkaya ayırdı ve beni, en hayırlı olan fırkanın içinde
bulundurdu.
Sonra, onları
kabilelere ayırdı ve beni, en hayırlı olan kabilenin içinde
bulundurdu.
Sonra, onları
ailelere ayırdı ve beni, onların en hayırlısı içinde
bulundurdu.
Ben, sizin aile
yönünden de en hayırlınızım, nefis yönünden de en hayırlınızım!"
"Ben, Âdem oğulları
soylarının en hayırlı, en temiz olanlarından, devirden devre, aileden aileye
geçe geçe, nihayet, şu içinde bulunduğum aileden vücuda getirildim!"
"Ben, Muhammed b.
Abdullah, b. Abdulmuttalib, b. Hâşim, b. Abdi Menaf, b. Kusayy, b. Kilab, b.
Mürre, b. Ka'b, b. Lüey, b. Galib, b. Fihr, b. Malik, b. Nadr, b. Kinane, b.
Huzeyme, b. Müdrike, b. İlyas, b. Mudar, b. Nizar'...ım! Halk, ne zaman iki
kısma ayrılsa, muhakkak, Allah beni onların en hayırlı olanının içinde
bulundurmuştur. Ben, Cahiliye devrinin kötülüklerinden hiçbir şey bulaşmaksızın,
ana ve babamdan meydana geldim.
Ben, tâ Âdem'den
babama ve anneme gelip ulaşıncaya kadar, hep nikâh mahsulü olarak meydana
geldim, asla zinadan meydana gelmedim!
Ben, sizin nefis
yönünden de en hayırlınızım, baba soyu yönünden de en hayırlınızım!"
Peygamberimiz
Muhammed (a.s.)ın annesi Âmine binti Vehb, b. Abdi Menaf, b. Zühre, b. Kilab, b.
Mürre'dir.
Zühre; Hâşim
oğullarının ataları olan Kilab oğlu Kusayy'ın kardeşi olduğuna göre, Hz.
Âmine'nin soyu, kocası Hz. Abdullah b. Abdulmuttalib'in soyu ile Mürre b.
Kilab'da birleşir.
İbn Sa'd; Ensar
bilginlerinden Muhammed b. Sâib'e dayanarak, Peygamberimiz (a.s.)ın anne ve
anneannelerini, babaannelerini batınlarca kaydettikten sonra, bu
bilginin:
"Peygamber (a.s.)ın
beşyüz annesini tesbit ve kayd etmeye muvaffak oldum. Hiçbirinde, ne zinaya, ne
de Cahiliye çağında işlene gelen kötü işlerden hiçbir şeye rastlamadım!"
dediğini de nakleder.
Bunun içindir ki,
büyük bilgin İbn Haldun, "Muhammed (a.s.)'dan başka, hiçbir kulun, ilahî ikram
olarak ne soyunun bu derece mazbut olduğunun, ne de Âdem (a.s.)'dan kendilerine
gelinceye kadar soy şerefliliğinin kesintisiz devam ettiğinin görülmediği"ni
bildirir.
0 yorum:
Yorum Gönder